17 Eki 2020

Yeme Bozukluğu Olan Çocuk ve Ergenlere Yaklaşım Nasıl Olmalı

Çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğu, yiyecekler ile bağımız dünyada var olduğumuzdan bu yana kopmaz bir şekilde devam ediyor. Ne var ki o zamanlar yalnızca yiyecekleri bulma ve onları nasıl tüketeceğimizi düşünmek dışında pek bir düşüncemiz yoktu. Bugün biliyoruz ki yiyecekler aslında sadece fiziksel olarak doymamızı sağlayıp bizi ölmekten kurtarmıyor. Onlarla bağımız yalnızca fiziksel değil, duygusal, psikolojik bağlarımız da var. Bu bağlar günümüzde oldukça ilgi çekiyor. Özellikle yeme bozukluğu  hastalığı dediğimiz çoğunlukla psikolojik kökenli ve oldukça ağır sonuçları olan psikiyatrik  hastalığın toplumdaki yeri artıkça biz de ilgimizi bu konuya yönelttik.

Yeme bozukluğu nedir?

            Yeme bozukluğu, kökenleri antik çağa dayanan bir modern çağ hastalığıdır. Beden algısının değişmesi, zayıflığın çekicilik ve güzellikle eşdeğer görülmesi, estetik ile ilgili görüşlerin değişmesi bu hastalıkları arttırmıştır.

Yeme bozukluğu, yeme davranışının bozulduğu bir psikiyatrik hastalıktır.Yeme  veya yeme davranışı ile ilgili duygu ve düşüncelerin kişiyi sürekli meşgul etmesi ve bunların kişiye rahatsızlık vermesi ile karakterize olan bir bozukluktur. Yeme ve yeme davranışlarında kalıcı hasarlar bırakabilir ve bu hasarlar nedeniyle kişilerin fiziksel, psikolojik işlevleri etkilenir.

Yeme bozukluğu, başlangıçta yeme alışkanlıklarında meydana gelen ufak çaplı değişimlerle başlar ve ileri derecelerde kronik hastalıklara, ölümlere neden olabilir. Diyet yapmak, yeme bozukluğu hastalığı için bir tetikleyici olabilir. Yeme bozukluğu olan bireyler diyetlere, dış görünüşlerine, bedenlerine, kilolarına, yiyeceklere aşırı takıntılı olurlar. Bu takıntı onların diğerleri ile ilişkilerine, sağlıklarına, psikolojilerine olumsuz etki eder. Yeme hastalığında söz konusu olan daha çok beden, vücut ağırlığı, yiyecekler gibi görünse de bu hastalığın altında çok daha karmaşık süreçler yatar.

 

Adolesanda Yeme Bozuklukları

             Ergenlik dönemi, bireylerin çocukluktan yetişkinliğe geçişini kapsayan, karmaşık bir dönemdir. Bu dönemde bireyler biyolojik, fiziksel, psikolojik, hormonal ve sosyal değişimler yaşarlar. Yaşamda stres artar, sosyal roller değişir. Akranlara bağlılık artar. Bu dönemde vücuttaki yağ oranı artar, ergenler fiziksel görünümleriyle çok fazla ilgilenirler.

Vücudun büyüme ve gelişme hızı yüksektir ve bu da daha fazla enerji ihtiyacını beraberinde getirir. Farklı alanlarda yaşanan değişimler ergenlik dönemini yeme bozuklukları için kritik hale getirir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada 14-19 yaş aralığındaki kız ve erkek lise öğrencileri ile gerçekleştirilen bir araştırmada grupta %2,5 blumia, %2 anoreksiya olduğu saptanmıştır.

 

Ergenlerde yeme bozuklukları nelerdir ?

DSM-V Beslenme ve Yeme Bozuklukları

  • Pika
  • Ruminasyon Bozukluğu
  • Kısıtlayıcı/Sınırlayıcı Gıda Alımı Bozukluğu
  • Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (Binge Eating Disorder)
  • Anoreksiya Nervoza
  • Blumia Nervoza
  • Belirtilmemiş Beslenme/Yeme Bozukluğu
  • Diğer Beslenme/Yeme Bozukluğu
  • Yukarıda Amerikan Psikiyatri Birliği’nin belirlediği yeme bozuklukları verilmiştir. Ergenlerde yeme bozuklukları; Anoreksiya nervoza, blumia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu (binge eating disorder) olarak sıralanır.

Ergenlerde yeme bozuklukları nedenleri nelerdir?

      Yeme bozuklukları nedeni tam olarak belirlenemeyen, birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle oluştuğu düşünülen hastalıklardır. Yeme bozuklukları nedenleri arasında; cinsiyet, yaş, kültürel özellikler, ailedeki psikolojik rahatsızlıklar, ailenin yaşam tarzı, ailenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik düzey, ergenin kişiliği, anne- baba tutumları , anne-babanın kişilikleri, ergenin sahip olduğu diğer psikolojik rahatsızlıklar, ergenlik yaşı, genetik, tıbbi eş tanı, düşük benlik saygısı, depresyon, kontrol kaybı duygusu, değersizlik duyguları, ergenlikte yaşanması normal olan kimlik karmaşaları, aile içindeki iletişim problemleri, zayıf olmak ve çekici olmanın aynı şey olarak algılanması, güzellik standartları, yeme ile ilgili olumsuz veya yanlış inançlar, cinsel istismar, travmalar, genetik yatkınlık,  baş etme becerilerinden yoksun olmak, ailenin mükemmelliyetçi ve talepkar olması, anksiyete, depresif özellikler, kişilik bozuklukları, madde kötüye kullanımı, onay alma ihtiyacı ve biyolojik, gelişimsel, kültürel, psikolojik, ailesel ve çevresel unsurların bir araya gelmesi olarak sıralanabilir.

Kızlarda erkeklere göre 20 kat daha fazla yeme bozukluklarına rastlanır. Genç kızlar ergenlik döneminde daha çok yağlanır, kalçalar ve göğüsler büyür. Normal kiloda olan kızların %43’ü ve erkeklerin %18’i daha zayıf olmayı istemektedir. Anoreksik olan bireylerin ailelerinde de yeme bozukluklarına  sıkça rastlanır. Bu kişilerin yakın akrabalarında da duygudurum bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluklar ve alkol bağımlılığına rastlanır. Erkeklerin yeme bozukluğu öykülerinde aşırı kontrol edilme, cinsel istismar bulunurken, kızlardaki en önemli faktör cinsel istismardır.

 

Yeme Bozuklukları ve Kişilik Özellikleri

Anoreksik vakalarda gözlenen kişilik özellikleri; mükemmelliyetçi (Mükemmelliyetçi olma ile beden şekli, kilo, sıkı diyetler arasında ilişki vardır.) , utangaç, boyun eğen, uysal, , yüksek düzey patolojik tolerasansa sahip, daha yüksek kendini kontrol, daha çok kendini suçlama eğilimi olan kişilerdir.Blumia nervoza hastalığı olan bireylerin; duygulanımlarında dalgalanmalar olan, dost canlısı, öfkeli (Anoreksiklere oranla daha çok öfkeli), saldırgan, düşük tolerans düzeyine sahip,  dürtü kontrolü düşük olan kişilerdir.

Blumia hastalığı olan kişiler anoreksiklere göre daha savurgan ve dürtüseldir. Kendilerini kontrol etme becerileri anoreksiya nervozalı hastalara göre daha düşüktür.Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan hastaların, olumsuz kendilik imajları anoreksik hastalara ve blumia nervoza hastalarına oranla daha düşüktür. Blumia nervoza hastalığı olanlara kıyasla yüksek derecede kendini onaylamaya sahiplerdir. Kendilik kontrolleri daha düşüktür. Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan obez hastalarda, normal kilodaki ve tıkınırcasına yeme bozukluğu olmayan olmayan obez kişilere göre daha saldırgan,mükemmelliyetçi, eleştirel, öfkeli, depresif oldukları gözlenmiştir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğuna obezite de çoğunlukla eşlik eder. Bu kişiler, dürtüsel, kendini kontrolü düşük, düşük benlik saygısı olan kişilerdir. Daha az sosyallerdir. Depresyon ve kaygıyla başa çıkmak ve mükemmelliyetçiliğin getirdiği yetersizlik duygularını yenmek için tıkınırcasına yerler. Yeme bozukluğu olan bireylerde depresyon,anksiyete bozukluğu, iki uçlu duygudurum bozukluğu,panik bozukluğu, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk gözlenir. Ayrıca bu kişilerde alkol ve madde bağımlılıklarının da yaygın olduğu belirlenmiştir.

Kişilik bozuklukları ve Yeme Bozuklukları

Yeme bozukluklarına eşlik eden ruhsal rahatsızlıklardan biri de kişilik bozukluklarıdır. Kaygı ve korkunun yüksek olduğu kişilik bozukluklarına anoreksik hastalarda rastlanırken, dramatik ve duygusal özelliklerin yoğun olarak bulunduğu kişilik bozukluklarına da blumik hastalarda rastlarız. Yeme bozuklukları hastalığı olan kişilerde, borderline (sınır) kişilik bozukluğu ve narsisizme rastlanır. Blumia nervoza hastalığında en çok görülen borderline kişilik bozukluğudur. Anoreksiya nervoza hastalığı olan kişilerde obesesif kompulsif bozukluk yaygındır. Tıkınırcasına yeme bozukluğu (binge eating disorder) olan hastalarda kaçıngan kişilik bozukları yüksek oranda bulunmuştur.

Adolesanda (Ergenlerde) Yeme Bozuklukları

 Yeme Bozuklukları Belirtileri

Aşağıda sıralanan belirtiler yeme bozuklukları ile ilgili dikkat etmeniz gerekenler arasındadır.

  • Yemeklerin çok küçük parçalara bölünmesi ve öğünlerin atlanması
  • Aile ile birlikte yemeyi bırakma
  • Yiyeceklerin çeşitliliği azaldıysa
  • Yediği gıdaların kalori miktarına takıntılıysa
  • Aşırı egzersiz rutini varsa
  • Gizli bir şekilde yemek yiyorsa (Yemek yerken görülmek istemiyor)
  • Kısa sürede kilosunda belirgin değişimler olduysa
  • Yemeklerden sonra uzun süre banyoda kalıyorsa (kusmak için olabilir)
  • Kilo kaybettiğinin görülmesini istemiyorsa ve buna göre bol giyiniyorsa
  • Kilo almaktan korkuyorsa
  • Vücudu ile ilgili olumsuz düşünceleri varsa
  • Mutsuz, kaygılı ise

Ergenlerde Anoreksiya Nervoza

Gençlerde yaygın olarak görülür. Anlamı sinirsel iştah kaybıdır.Anoreksiya nervoza bozukluğuna sahip olan kişiler, sosyal ilişkilerinde ve kendilik algılarında kontrol sağlamak için ve bunun yarattığı etkisizlik durumunu yok etmek için kendi bedenleri ve beslenmeleri üzerinde kontrol sağlamaya calışırlar. Bir nevi telafi etmek isterler. Çocuk ve ergenler de Anoreksiya nervoza rahatsızlığında belirgin olarak görülen şey, şişmanlıktan korkmadır.

Zayıf bir bedene sahip olmak ister ama ne kadar zayıf olursa olsun kendini zayıf olarak görmez. Anoreksiya başlangıcı ; diyetler ile başlar. Bu dönemde şişmanlamak istemeyen normal bir ergenden farksızdır. Beslenmesinden tatlıları, yüksek kalorili besinleri çıkarır. Her yediği şeyin kalorisini hesaplar. Davranışlardaki anormallik diğerleri fark edene kadar decam eder.

Bu sürede hastalığı ilerler. Kilo verdikçe bunu takıntı haline getirir. Kalori kısıtlaması yetmez ve kendini kusturma, aşırı egzersiz yapma, laksatif (müshil) ve diüretik ilaçlar kullanmaya başlar. Beden imajları bozulmuştur. Bu kişilerin benlik saygısı düşüktür, hep ya da hiç diye düşünürler, sinirli olma, içine kapanma durumu vardır. Ancak kilo verdiklerinde değerli hissederler. Tehlikeli bir bozukluktur ve ölüm oranı %5-8 oranında değişir. 2 tipi vardır. Kısıtlayıcı tip:  Diyetlerle, yemek yemeyerek, aşırı egzersiz yaparak kilo verme. Tıkınırcasına Yiyen/Çıkaran Tip: 3 ay içerisinde tekrarlayan tıkınırcasına yeme ya da çıkarma dönemleri olması.

Anoreksiya belirtileri

  • Hipotansiyon
  • Hipotermi/ vücut ısısının düşmesi
  • Parmaklarda kendini kusturmadan dolayı deride kalınlaşma ve sertleşme
  • Deride ve saçlarda kuruluk
  • Kalpte bradikardi, kalp sorunları
  • Memelerde atrofi
  • Vajinal mukozada kuruluk
  • Ağız ve dişlerde çürük
  • Adet dögüsünün bozulması ya da en az 3 ay olmaması
  • Kemik erimesi ve kırıklar
  • Tırnak kırılmaları
  • Aşırı kabızlık
  • Kansızlık

DSM-V Tanı Kriterleri

  • Normal sayılan kiloda olmayı reddetme. Beklenen kilonun %85’inin altında olmaya yönelik beslenme ve kilo almama
  • Beklenen kilonun altında olmasına rağmen kilo almaktan, şişman olmaktan çok korkma
  • Vücut ağırlığında ya da beden biçiminde bozukluklar olması. Kişi kendini değerlendirirken bedenine, kilosuna aşırı önem yükler. Kilosunun çok düşük olmasının farkında değildir. Kilosunun düşük olduğunu reddetme.
  • 3 ay adet olmaması

Ayırıcı Tanı: ansiyete bozukluğu, depresyon, sosyal fobi ve osesif kompulsif bozukluk anoreksiya nervoza ile birlikte görülür.

Yorum yapmak ister misiniz?