30 Oca 2021

Ergenlerin Aile Sorunları

/
Yorumlar0

                               
                                 ERGENLERLE İLETİŞİM
Ergenlik Dönemi nedir ve ergenler üzerinde etkili olan kişiler kimlerdir?
Ergenlik dönemi
belli yaş aralıklarında tanımlanan çocukluk ve erişkinlik arasındaki bir geçiş dönemidir. Bu dönemde ergen kendi kimlik arayışı içinde bulunması, gelecekteki yaşamına yön verecek bilgi, beceri ve tutumlarda olabilir.  Anne ve baba bu geçiş döneminde çocuklarını anlamak, empati kurmak için çoğu zaman çaba gösterirler.  Ebeveynlerin ergenle olan iletişimleri onu bu dönemde anlayabilmeleri ve yaptıkları davranışlar önemlidir. Ergenlerin sosyalleşme ve risk alma davranışları üzerinde önemli olan diğer aktör ise akran gruplarıdır.

  Ebeveyn ergene nasıl davranmalıdır?

Ebeveyn ve ergen ilişkisi konusunda  kısıtlayıcı, baskılayıcı ve sert tutumda olan ebeveynler ergenler üzerinde sağlıklı bireye dönüşmelerinin düşük olduğu ve ergen bir birey gibi davranılan bir aile modeline göre tam tersidir. Dolayısıyla, anne ve babanın bu yaş döneminde anlayışlı olmaları ve empati kurmaları gerekmektedir. Özellikle babanın evin duygusal ortamını düzenlemesi üzerine direk etkisi olduğu görülmüştür. Eğer aile dinamiği içinde sıklıkla şiddet varsa, huzur ortamı yoksa bu ergeni daha fazla riskli davranışlara itebilir. Duygusal olarak hoşgörülü, destekleyici, ergen ile yakından ilgilenen ebeveynler ise bu riskli davranışlara daha az yönelirler. Erkekler genellikle ergenlik döneminde daha fazla şiddete yönelebiliyor bunun sebepleri, kavga içerikli oyunlar, yetiştirilme tarzı veya şiddet içeren bir dizide oynayan bir  karakteri örnek almaları olabilir. Ailenin ergene baskı kurmaması ve ergenliğin ilk dönemine göre orta döneminde, erkeklerin daha fazla riskli ve heyecan arama davranışında bulunur. Bu durumda ebeveynlerin bilinçli olması ergenlerin psikolojisi için ve ilerideki yaşantısının olumlu etkilenmesi için önemlidir.

Ergenlerin suça yönelimi azaltılması için ne yapılmalıdır ve nedenleri nelerdir?

Ergenlerin suça yönelimi 2 nedenle açıklanabilir bunlar; bireysel ve çevresel nedenlerdir. Bireysel nedenler kişiyle ilgili sorunların saptanmasıdır. Ergenin kendine has yaşantısıyla ilgilidir. Çevresel nedenler ise ergenin suça yönelmesinin daha büyük bir alanını oluşturur. Çevresel nedenler ergenin içinde başlıca yetiştiği kentsel yaşam, okul, iş hayatı ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri sayılabilir. Ebeveynler ergenin çevresiyle onu çok sıkmadan bir düzenlemede bulunabilir. Anne ve baba suça yönelimlerinin engellemek için sorunlu etkenleri ortadan kaldırmalıdır. Örneğin;  ebeveynler akran ve okul ortamı seçimlerinde daha doğru seçimler yapmalarına yönlendirebilirler.

Akran Zorbalığı ergeni nasıl etkiler ve nasıl tedavi edilebilir?

     Akran zorbalığı okul ortamının niteliği ile ilişki gösterir. Örneğin; diğer  öğrencilerle saygıya dayalı  ilişkilere olan davranışları destekleyen bir okulda akran zorbalığı daha az görülür. Bunun yanında zorbalık gösteren kişinin kendine öz saygısının, kendine verdikleri değerlerin zayıf olduğu gözlenmiştir. Dolayısıyla zorba tutumların sebebi ergenin bu durumunun kaygı ve güvensizliğe yol açacaktır. Çevresinden de zorba hareketleri ile gücü elinde tutacağı ve saygınlık göreceği beklentisine girmesindendir. Ancak ergenin gelişme dönemi ve okul değişikliği konularının da birlikte ele alınması gerekebilir. Bu durumlarda ergeni zorbalığa sürükleyebilir.
Zorbalar genellikle ergenlik döneminde akranlarından gelen olağan bir durumu bile tehdit unsuru olarak görme eğilimindedir. Bu durum ergenlerin zorbaları model alması veya taklit etmesi ile durumu yaygınlaştırabilir. Ergenler arasında karşılaşılabilecek dış görünüşünden vb., nedenlerden alay etme ve saygı ortamının olmaması akran zorbalığını arttıracağı gibi bir zorbanın arkadaşıyla alay ettiğinde diğer arkadaşlarının katılmaması da bu durumu azaltacaktır. Diğer bir seçenek psikodrama ile sözsüz iletişim tekniklerini kullanarak ergenin saldırganlık davranışlarının azaltılması ve çatışmalarını çözmesi kolaylaştırılabilir. Psikodrama teknikleri ilk başladığında etkisi fazla görülmemesine rağmen uzun vadede yararı olduğu görülmüştür. 3 ay süren bir psikodrama tekniğinde sonuna kadar ergenlerin saldırganlık seviyelerinde etkinin devam ettiği ve problem çözme yeteneklerini yükselttiği görülmüştür. Ergenlik kaygı bozukluklarının başladığı bir dönemdir, grup etkinliklerine ilgisi artar, kendindeki yeni özelliklerini ve becerilerini keşfetmesi adına psikodrama bu yaş grubuyla çalışan kişiler için tedavi yöntemi olarak düşünülebilir. Sosyal kaygı ve sosyal fobi üzerinde de etkilidir, buna bağlı olarak olarak Erikson’un bu dönemde ergenin kendine ‘ben kimim?’ sorusuna cevap aradığını düşünmüştür. Psikodrama ile bu sorularına makul cevaplar edinebilir.

Bilişsel Davranış Terapisinin ergenler üzerinde etkisi nedir?

     BDT (bilişsel davranışçı terapi) tekniklerinin ergenlerde yararlı olduğunu gösteren birçok program vardır. ‘Baş Eden Kedi’ olarak Kendall tarafından geliştirilen bu programda ergenin bilişsel, duygusal ve fiziksel belirtilerinin tanınması daha sonra yetersizlik yaşadığı konuların tanımlanması, kaygıyı tetikleyen olayların belirlenip buna karşı plan oluşturulması ve bu kaygının tetiklendiği durumda ergenin kendisini nasıl değerlendirebileceğini araştırır. Kaygıyla nasıl baş ettiği ve başarıyı yakaladığı kendini nasıl ödüllendireceği planlamasını içermektedir. Aslında bu programda istenen durum korkmuş kediden baş eden kediye dönüşümü başarmaktır. Ayrıca grup olarak BDT uygulanabilir. Burada ergen model alarak kendisi gibi kişileri gözlemleyerek, yeni davranışlar öğrenerek rahatlayabilir.

Ergen ve Psikolog arasındaki iletişimin güçlü olması nasıl gerçekleşebilir?

Anksiyete seviyesi ve yaş gruplarına bağlı gruplandırma yapılabilir. Bu terapilerde dinleme empati sürecinin önemli bir basamağıdır. Sadece ifadeleri, fiziksel olarak girdisini almaktan çok anlamlandırma, ilişki kurma varsa geçmişindeki hastalık öyküsü ile ayırt edilip, yorumlanmasına dikkat edilmelidir. Sağlıklı empati kurmak bunlarla mümkündür. Bu anlamda  ergen ve Psikolog arasındaki iletişim becerisinin güçlü olmasında dinleme kilit rol oynamaktadır. Ergenlik çağında çevreye ilgi seviyeleri yükselir ve bilgi edinme yeteneklerinin artmasıyla beraber ergen karmaşık olan çevresel sorunları anlayabilirler. Hayatın var olabilmesi için gerekli olan insan ve çevrenin uyum zorunluluğunu farkına varınca bazı kişilik özelliklerinin kendinde olması gerektiğini anlar.

Empati yeteneği kazanmış ergenler çevresindekilerle nasıl iletişim kurar?

Empati yetenekleri sayesinde ergenler çevresindekilerin davranışlarını onların gözünden bakarak onların davranışlarını hoş görebilir. Bu da ergenin çevresiyle uyumunu kolaylaştırmaya yardımcı olur. Bu empati yeteneği anne babanın çevreye empatik yaklaşmaları ergenin çocukluk ve ergenliğin ilk döneminde gelişmeye başlaması  önemlidir.

Ergenin mutlu olmasının ve sosyal yaşamın arasındaki ilişki nedir?

Yaşamdan alınan doyumun insanlarla güçlü iletişim içinde olma, sosyal olma, güçlü romantik yaşam içinde olma gibi ilişkileri vardır ayrıca yaşam doyumunun sosyal medyayı kullanma arasında da ilişkisi vardır. Sosyal medya bağımlılığı da ergenler için yeni bir iletişim aracı olarak görülebilir. Bu sanal ortam kötü amaçla kullanıldığında ergenin sağlıklı gelişim aşamasında tehdit oluşturabilir. Bu ilişkiye bakarak, yapılan araştırmalarda daha fazla sosyal medyada zaman geçiren ergenlerin yaşam doyumlarının, hayattan aldıkları hazzın daha az olduğu ortaya konulmuştur.

Yorum yapmak ister misiniz?