Bebeklerde Ayrılık Kaygısı Bozukluğu
Bebeklerde Ayrılık Kaygısı Bozukluğu Sendromu
Ayrılık kaygısı, bebeklik döneminde görülen bebeğin bakım veren kişiden ayrıldığı zaman kaygı yaşaması durumudur ve tamamen normaldir. Fakat çocuğun bakım veren kişiden ayrıldığı zaman sürekli olarak çok yoğun kaygı yaşaması, aşırı tepkiler göstermesi işlevselliği bozuyorsa ayrılma kaygısı bozukluğu olarak tanımlanır.
Ayrılma kaygısı bozukluğu 3 yaşa kadar sıklıkla görülen bir bozukluktur. Ayrılma kaygısı bozukluğu olan çocuklar ailelerinden ya da bakım veren kişiden ayrıldıkları zaman yoğun stres yaşarlar ve bu durum sürekli devam eder. Kendilerinin ya da ayrıldıkları kişinin başına bir şey geleceğini, giden kişinin bir daha gelmeyeceğini, kaybolacaklarını düşünebilirler. Kaygıyı genelde bakım veren kişiden (anne vb.) ayrıldıklarında yaşarlar.
Bebeklerde Ayrılık Kaygısı Hangi Dönemlerde Başlar ve Biter?
Ayrılık kaygısı bebeklerin gelişimsel sürecinin normal bir parçasıdır ve genellikle 6-8 ay arasında başlayıp 18-24 aylıkken zirve yapar. Bu dönemlerde kendilerine bakım veren kişiye aşırı bağlı olurlar ve yanlarından ayrıldıklarına endişe duyarlar. Bu süreçte ebeveynlerin sakin ve sabırlı olması, ayrılık anlarında bebekleri rahatlatması ve geri döneceklerini anlamalarını sağlaması önemlidir. Kısa ve tutarlı ayrılıklar, bebeklerin zamanla bu kaygıyla başa çıkmayı öğrenmelerine yardımcı olabilir. 18-24 aylık dönemden sonra çocuğun sosyalleşmesi ve bakım veren kişiden başkalarıyla da iletişim kurması sayesinde kaygı yavaş yavaş azalır. Genellikle çocuklar 3 yaşına geldiğinde ayrılık kaygısını büyük ölçüde aşmış olur. Ancak, bazı çocuklarda bu kaygı daha uzun sürebilir ve 4-5 yaşlarına kadar devam edebilir.
Bebeklerde Ayrılık Kaygısının Belirtileri
- Bakım veren kişiden ayrılmak istemez, sürekli peşinde dolaşır.
- Ayrılmak zorunda kaldığında huysuzlaşma, ağlama ya da öfke nöbetleri gibi aşırı tepkiler gösterir.
- Bazen baş ağrısı, mide bulantısı gibi rahatsızlıklar yaşar. Daha ileri boyutta bayılma nöbetleri geçirebilir.
- Eğer çocuk okula çağında ise okula gitmek istemez.
- Gece tek yatamaz, başka bir yerde kalamaz ya da evde annesi olmadığında başka biri yanında olsa bile duramaz.
- Bağlandıkları kişiden ayrılınca ona geri kavuşamayacaklarını düşünür.
- Kabus görme, altına kaçırma gibi durumlar sık gözlenir.
- Bu durumlar çocuğun ve bakım veren kişinin sosyal yaşantısındaki işlevselliğini düşürür.
- Bu tepkiler süreklilik gösterir.
Ayrılık Kaygısı Yaşayan Bebeğin Ailesini Neler Bekliyor
Bebeğin ayrılık kaygısı ailenin de kaygı düzeyini artırarak aile içi huzursuzluğa neden olabilir. Bebeğin yaşantısındaki işlevselliğini düşürdüğü gibi bakım veren kişinin de işlevselliğinin düşmesine neden olabilir.
Aileler çoğu zaman ne yapacaklarını bilemezler. Ailenin tutum ve davranışları bu durum üzerinde son derece etkilidir. Aynı zamanda aile içinde ki kaygı düzeyi de önemlidir. Aile içindeki kaygının yüksek olması çocuğun da kaygısını artırır. Bu durum çocuğun durumunun daha da kötüye gitmesine neden olur. Ailede ki bireylerin tutum ve davranışlarında son derece dikkatli olması gerekir.
Bebeklerde Ayrılık Kaygısıyla Nasıl Başa Çıkılır?
- Ayrılık kaygısı ile başa çıkmada ebeveynlerin tutarlı, rahat ve güven verici tutum sergilemeleri büyük rol oynar. Bebek ayrılık kaygısı yaşadığında ebeveynler sakin kalmalı, kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmamalıdır.
- Ebeveynlerin ayrılışlarının kısa süreli ve geri dönüşlerinin tutarlı olması, ayrılıkların kademeli olarak arttırılması ayrılık sürecine alışmasına yardımcı olur.
- Ayrılırken vedalaşmalar kısa tutulmalıdır, uzun süren vedalaşmalar çocuğun kaygı düzeyini arttırır.
- Ayrılığın daha az stresli olması için ayrılmadan önce çocukla eğlenceli vakit geçirilmelidir.
- Çocuktan ayrılmadan önce güvenli ve kendini rahat hissettiği bir ortamda olduğundan emin olunmalı, bu ortama alışması için zaman verilmelidir. Kendini daha rahat hissetmesi için sevdiği bir oyuncak, sürekli kullandığı bir nesne ile gönderilebilir.
Bebeklerde Ayrılık Kaygısının Nedenleri
Ayrılma kaygısı bozukluğunun nedenlerini araştırırken bebeğin, bakım veren kişinin, ailenin özelliklerinin, çevresel faktörlerin ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Bebeğe baktığımız zaman mizaç çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar. Bebeğin mizacının zor olması, sinirli ve inatçı bir yapısının olması bu durumu tetikleyebilir. Aynı zamanda bedensel bir rahatsızlığının olması ya da daha önce ağır bir rahatsızlık geçirmiş olması da bu durumu tetikleyen başka nedenlerden biridir.
Aynı zamanda bebekte görülen ayrılma kaygısı bozukluğu bazen bakım veren kişiden de kaynaklanabilir. Annenin ayrılma kaygısı var ise ve bebek bu tutumla büyütülmüşse bu, bebekte ayrılma kaygısı bozukluğu görülmesine yol açabilir. Annenin çocuğun özerklik kazanma çabalarına engel olması, bu tarz girişimlerde bulunduğunda endişelenmesi bu duruma neden olan diğer faktörlerdendir. Çocuk annenin tepkilerini gözlem yoluyla öğrenip bu şekilde aynı tepkileri de gösterebilir.
Ailenin bebeğe karşı tutumları çok önemlidir. Aşırı kontrolcü ve korumacı tutum, çocuğun öz kontrolünü engellediği için ayrılık kaygısını artırır. Aile içindeki çatışma ya da huzursuzluk ortamı da aynı şekilde çocuğun ayrılma kaygısı yaşamasına neden olabilir. Aile içinde madde kullanımı, şiddet, anne-baba ayrılığı, düşük sosyo-ekonomik düzey gibi durumlar da yine ortamdan kaynaklanan nedenler olarak çocuğun stres düzeyini artırarak ayrılma kaygısı bozukluğu yaşamasına neden olabilir.
Çocuk daha önce anneden ayrı yaşadıysa bu da sonradan ayrılma kaygısı bozukluğu yaşamasına neden olabilir. Aynı zamanda ayrı yaşadığı zamanlardaki deneyimleri de önemlidir.
Bebeklerde Ayrılık Kaygısı Nasıl Geçer ve Tedavisi Nedir?
Tedavide öncelikle sorunun kaynağı bulunarak tedaviye başlanır. Genelde sorunda etkili olan anne-çocuk ilişkisidir. Eğer sorunda aile de etkiliyse tedaviye ailenin katılmasında yarar vardır. Aile ayrılık kaygısı bozukluğunda önemli bir etkendir. Bu yüzden aile terapisi de gerekebilir.
Ailenin aşırıya kaçan tutumları var ise bunlar üzerinde durulup giderilmelidir. Anne babanın kaygı düzeyi yüksekse yardım alınması gerekebilir. Çevredeki stres faktörlerinin ortadan kalkması bu durumun düzelmesinde etkilidir.
Terapi, tedavide olumlu sonuç verir. Bilişsel Davranışçı Terapi bebeklerde ayrılık kaygısı bozukluğunun tedavisi için en etkili yöntemlerden biridir. Ayrılık kaygısı bozukluğu, genel olarak tutumlardan ve çevreden kaynaklanan bir sorun olduğu için doğru tutumların sergilenmesi ve çevredeki stres faktörlerini giderilmesi ile bu sorun çözülebilmektedir. Sorunun kaynağının bulunup doğru stratejilerin geliştirilmesi için bu konuda bir uzmandan yardım alınması gerekir.